Erçe Aktaş

Erçe Aktaş

Yazılar
YAPAY ZEKA İLE DÜŞÜNMEK Mİ? YOKSA ONA DÜŞÜNDÜRMEK Mİ?

YAPAY ZEKA İLE DÜŞÜNMEK Mİ? YOKSA ONA DÜŞÜNDÜRMEK Mİ?

Tarih boyunca, teknolojik yenilikler dünya görüşümüzü ve yaşam tarzımızı derinden etkilemiştir. Bir anda hayatımıza giren yapay zeka gibi... Neredeyse her gün yeni bir modül çıkıyor ya da mevcut modüller güncelleniyor. Günümüzde yapay zeka sadece teknoloji meraklılarının değil, herkesin gündeminde yer almaya başladı. Nasıl almasın ki? Teknolojik dönüşümün bizzat merkezinde yer alıyor. Gündelik işlerimizi kolaylaştırmakla kalmadı, iş dünyasında yeni alanlar açtı. Yapay zeka, bilgisayarların ve insanların yaptığı işlere benzeyen işleri yapabilmesini sağlayan bir teknoloji. Temel olarak, bu sistemler bir görevi öğrenir ve sonra bu bilgiyi kullanarak o görevi yerine getirir. Yani, yapay zeka sayesinde bilgisayarlar, bizim gibi düşünebiliyor ve karar alabiliyor gibi görünüyor. Ancak yapay zeka gerçekten bizim gibi mi düşünüyor? Bu yazıda bu soruyu ele alacağız. Aslında yeni değil, yapay zeka zaten hayatımızın bir parçası haline geldi. Sabahları uyandığımızda telefonumuz bize hava durumunu, trafik durumunu gösteriyor ve o günkü randevularımızı hatırlatıyor. Hepsi bir yapay zekanın desteği ile gerçekleşiyor. Chat-GPT gibi bir sohbet modülüne sorduğumuzda, internetin derinliklerinden bulduğu bilgileri derleyip bize sunar. Aynı şekilde, hava durumu ve trafik durumu uygulamaları da yapay zekanın desteğiyle bize anlık bilgiler sağlar. Yapay zeka ile ilgili en önemli soru ise onu nasıl kullanacağımız: "Ona düşündürmek mi, yoksa onunla düşünmek mi?" İNSAN ZEKASI VE YAPAY ZEKA ARASINDAKI FARKLAR İnsan bilinci ve sezgileri çevresindeki olup biteni düşüncelerine katabilir. Bu şekilde çevresel şartlara uyum sağlayabilir ya da kendine düşüncelerine uygun bir çevre oluşturabilir. Farklı bakış açıları yaratıcı bir perspektif oluşturabilir ve düşüncelerde değişikliğe yol açabilir. Bu sayede insanlar, olaylara ve problemlere daha geniş bir çerçeveden bakabilirler. İnsan zekası, sanat, bilim ve teknoloji gibi alanlarda yaratıcı düşünme kapasitesine sahiptir ve bu sayede yenilikçi çözümler üretebilir. Peki ya yapay zeka nasıl düşünüyor? Bizlerin sorduğu sorulara ve verdiği görevlere internet ortamındaki veri setlerinden öğrenme ve algoritmalar üzerinden işlem yaparak yanıt veriyor. Bilinç ya da duygu yok. Farklı bakış açıları sadece internet alemindeki bilgiler ile sınırlı durumda. Yapay zeka, öğrenme ve karar alma süreçlerinde insan benzeri esneklikten yoksundur. Algoritmalar ve verilerle sınırlı olduğu için, beklenmedik durumlarda yaratıcı çözümler üretemez. ETIK DEĞERLER VE EMPATI Peki yapay zeka ile insan zekası arasındaki etik değerlere bakış farkı nasıldır? İnsan zekası bilinçli bir varlık olarak düşünür ve bu yönde karar alır. Bilinçli düşünce sayesinde insanlar, etik kurallar çerçevesinde sorumluluk alır ve hesap verebilir. İnsanlar düşüncelerinden ve eylemlerinden sorumludur ve bu sorumluluk, toplumsal ve ahlaki değerlerce şekillenir. Yapay zeka ise bilinçsizdir ve dolayısıyla etik sorumluluk taşımaz. Yapay zekanın yaptığı işlemler, programlandığı kurallar, internetin derinliklerinden aldığı veriler ve kullanıcısından öğrendikleri ile sınırlıdır. Kararlarının etik sonuçlarını anlamadığı için sorumluluk tamamen onu tasarlayan ve kullanan yani düşündüren insanlara aittir. Önyargılı verilerle eğitilmiş bir yapay zeka, adalet sistemi veya işe alım süreçlerinde adil olmayan kararlar verebilir. İnsan zekası empati kurma yeteneği sayesinde diğer insanların duygularını, yaşadıklarını anlamayı, görmeyi ve hatta hissetmeyi başarır. Hazır Paris 2024 Olimpiyat Oyunları dönemindeyiz. Olimpiyatlardan bir örnek vereyim: Türk bir sporcumuzun olmadığı bir branş olan artistik trambolin finallerini izliyordum. Kazanan sporcunun sevinçten ağlamasını gördüğümde neredeyse benim gözlerim dolacaktı. Ya da Japon bir judocu kadının elendiğinde hocasına sarılarak çığlık çığlığa ağladığı anlarda, tribündeki seyirciler ayakta kendisini alkışlıyordu. İnsan zekası, kararlar alırken bu etik kurallara ve duygulara özen gösterir. Yapay zeka ise yazılımındaki kurallar ve kullanıcısından edindiği öğrenime göre düşünür. Günümüzde henüz tam anlamıyla duyguları yok. İNSAN ZEKASI VE YAPAY ZEKA KARŞILAŞTIRMASI İnsan zekası, görerek, okuyarak ve üreterek öğrendikleri ile gelişir. Bizler sosyal, kültürel ve kişisel önyargılara sahip olabiliriz. Bu önyargılar düşüncelerimizi, kararlarımızı hatta tüm bu süreçleri etkileyebilir. Ve bazı durumlarda arada kalabiliriz. Öte yandan, yapay zeka farklı bir öğrenme sürecine sahiptir. Bu süreç sadece programlandığı algoritmalar, aldığı veriler ve kullanıcısından öğrendikleri ile sınırlıdır. Ayrıca, yapay zeka duygusal zekadan ve bilinçten yoksun olduğu için, insan gibi karmaşık sosyal ve kültürel durumları değerlendiremez ve empati kuramaz. Bu da yapay zekanın bazı durumlarda etik ve duygusal olarak yetersiz kalmasına neden olabilir. Toparlamak gerekirse… Her teknolojik gelişme gibi yapay zeka da insana yardım etmek amacıyla geliştirildi. Ancak, sadece yapay zekaya düşündürmek, beynimizi yapaylaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Aynı şekilde, yapay zekayı hiç kullanmamak da faydasız olacaktır. Asıl önemli olan, yapay zeka ile insan zekasının güçlü yönlerini birleştirerek daha verimli ve etik çözümler üretebilmektir. Yapay zekayı doğru bir şekilde kullanarak hem günlük hayatımızı hem de iş dünyasını daha etkili ve sürdürülebilir bir hale getirebiliriz. Gelecekte, yapay zeka ile birlikte nasıl bir dünya inşa edeceğimiz, onu nasıl kullanacağımıza ve onunla nasıl işbirliği yapacağımıza bağlıdır. Bu dengeyi kurmak, teknolojinin insan hayatına en olumlu şekilde katkı sağlaması için kritik öneme sahiptir. Bu yazı yapay zeka modülü Chat-GPT-4o ile birlikte yazılmıştır. Ona düşündürerek değil onunla düşünerek. Öte yandan görseller de Chat-GPT bünyesindeki Dall-e ile üretilmiştir. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz, sosyal medyadan bana ulaşarak fikirlerinizi paylaşabilirsiniz; @erche_bey & @dergifalan
erce

Erçe Aktaş

10 dk.

Yaz ve Astroloji

Yaz ve Astroloji

YAZ VE ASTROLOJİ Yaz mevsimi, doğanın canlandığı, günlerin uzadığı ve insanların enerjisinin arttığı bir dönemdir. Bu dönemde güneşin etkisi altında, yaşam enerjimiz yükselir ve dışarıya dönük aktiviteler artar. Astrolojiye göre, her mevsimin ve gezegenin insanlar üzerinde farklı etkileri vardır. Yaz mevsimi de bu açıdan oldukça özel bir zaman dilimidir. Güneşin burçlar üzerindeki etkileri, yaz aylarında daha belirgin hale gelir ve her burç, bu dönemi farklı şekilde yaşar. BURÇLARIN YAZ MEVSIMLERINDE İNSANLAR ÜZERINDEKI ETKILERI Ateş burçları (Koç, Aslan, Yay), yaz mevsiminde enerjileri doruk noktasına ulaşır. Güneşin etkisiyle daha cesur, girişimci ve enerjik olurlar. Enerji ve macera dolu bir yaz! Koç burçları genellikle yaz döneminde oldukça enerjik ve maceracıdır. Yeni aktiviteler, sporlar ve seyahatler için harika bir zamandır. Ancak aşırı enerjinizi kontrol etmekte zorlanabilirsiniz. Dinlenmeye de zaman ayırmayı unutmayın. Aslan burçları yaz döneminde enerjilerini en üst seviyede hissederler. Sosyal etkinlikler, tatiller ve kendini ifade etme bu dönemin ana temalarıdır. Liderlik pozisyonlarında başarılı olabilir ve dikkat çekebilirsiniz. Macera ve keşif! Yay burçları yaz döneminde macera ve keşif arzusu içinde olabilir. Seyahatler, yeni deneyimler ve özgürlük hissi bu dönemi tanımlar. Ancak, aşırı risk almamaya ve sorumlulukları ihmal etmemeye dikkat edin. Toprak burçları (Boğa, Başak, Oğlak) yaz mevsiminde daha istikrarlı ve pratik yaklaşımlar sergiler. Yavaşlayın ve keyfini çıkarın! Boğa burçları rahat yaz mevsiminin ve güzelliklerinin tadını çıkarır. Bu dönem, doğal güzelliklerin tadını çıkarmak, keyifli yemekler yemek ve sevdiklerinizle zaman geçirmek için idealdir. Ancak, bütçeye dikkat etmekte fayda var. Organizasyon ve sağlık! Başak burçları yaz aylarında organizasyon ve düzen konularına odaklanır. Sağlık ve kişisel bakım konularında adımlar atmak için harika bir dönemdir. Ancak, detaylarda kaybolmamaya özen gösterin. Kariyer ve hedefler! Oğlak burçları yaz döneminde kariyer ve hedeflerine odaklanabilir. İş ve projelerde ilerleme kaydetmek için enerjik hissedebilirsiniz. Ancak, iş ve özel yaşam dengesini korumaya özen gösterin. Hava burçları (İkizler, Terazi, Kova) yaz mevsiminde sosyalleşme ve iletişim yeteneklerini ön plana çıkarır. Sosyal hayatın zirvesi! Yaz, İkizler burçları için sosyal etkinliklerin ve iletişimin arttığı bir dönemdir. Arkadaş toplantıları, yeni insanlarla tanışmalar ve kısa seyahatler bu dönemi renklendirir. Ancak, çok fazla dağılmamaya ve dinlenmeye zaman ayırmaya dikkat edin. Sosyal denge ve romantizm! Terazi burçları yaz döneminde sosyal dengeyi ve romantizmi ön planda tutar. Sosyal etkinlikler, arkadaşlıklar ve romantik ilişkilerde güzel gelişmeler yaşanabilir. Ancak, kararsızlık yaşayabileceğiniz durumlar olabilir. Kova burcu ise yenilikçi fikirler ve projeler peşinde koşarak bu dönemi yaratıcı bir şekilde değerlendirir. Su burçları (Yengeç, Akrep, Balık) yaz mevsiminde duygusal yoğunluklarını daha derinden hissederler. Aileye odaklan! Yengeç burçları yaz aylarında aile ve evle ilgilenir. Aile ziyaretleri, evde geçirilen keyifli zamanlar ve duygusal bağların güçlenmesi bu dönemi tanımlar. Ancak, duygusal dalgalanmalar yaşayabilirsiniz. Derinlik ve dönüşüm! Akrep burçları yaz aylarında içsel dönüşüm ve derin duygusal deneyimler yaşayabilir. Kendinizi ve ilişkilerinizi daha derinlemesine anlamak için harika bir dönemdir. Ancak, duygusal yoğunluğunuzu dengelemeye çalışın. Hayal gücü ve duygusal derinlik! Balık burçları yaz döneminde hayal güçlerini ve duygusal derinliklerini keşfedebilir. Sanatsal aktiviteler, meditasyon ve içsel yolculuklar için harika bir zamandır. Ancak, gerçek dünyadan fazla kopmamaya dikkat edin. Yaz mevsimi, her burç için farklı deneyimler ve etkiler sunar. Güneşin sıcaklığı ve ışığı altında, burçların karakteristik özellikleri daha belirgin hale gelir. Ateş burçları enerjilerini zirveye taşırken, toprak burçları istikrar ve pratiklikle hareket eder. Hava burçları sosyalleşme ve iletişim yeteneklerini ön plana çıkarırken, su burçları duygusal derinliklerde kaybolur. Yaz, her burcun kendini yeniden keşfetmesi ve hayatına yeni bir enerji katması için mükemmel bir dönemdir. Astrolojinin rehberliğinde, bu rehberliğinde, bu dönemi en verimli şekilde geçirebilirsiniz.
erce

Erçe Aktaş

10 dk.

Kings League Pro & Limon FC

Kings League Pro & Limon FC

Futbol dünyası sürekli olarak yeni ligler, turnuvalar ve formatlar deniyor. Bunlardan biri de Gerard Pique’nin kurduğu Kings League Pro… Modern anlamda tamamen farklı bir futbol deneyimi sunmasıyla Kings League Pro dikkatleri üzerine çekiyor. Bu ligin bir parçası olarak futbolun büyüklüğünü hem saha içinde hem de ekran başında hissediyorsunuz. Çünkü yeni nesil bir yayın sistemi kullanılıyor. Aktüel kameralar uygun zamanlarda saha içinde, dronlar havada, bir kamera da hakemin üzerinde bulunuyor. Ve yaz sezonu ile ilk defa bir temsilcimiz turnuvaya katılıyor. Eski Milli Futbolcu Arda Turan ve Sosyal Medya Fenomeni Elraen işbirliği ile kurulan Limon FC… Bu yazıda, Kings League Pro’yu ve temsilcimiz Limon FC'yi yakından tanıyacağız. Kings League Pro'nun Genel Kuralları ve Formatı Kings League Pro, geleneksel futbol kurallarından farklı bir yapıya sahiptir. Oyun 7'şer kişilik takımlar arasında oynanır ve iki 20 dakikalık devreden oluşur. Ama tabii bu kadar basit değil. İlk yarının 18’inci dakikasında zar atılıyor. Takımların maça kaç kişi ile devem edeceği belirleniyor. Bu, oyunun hızını ve temposunu artırarak seyircilere daha heyecan verici bir deneyim sunar. Bir başka kural ise “Başkan Penaltısı”… Maçın durumuna takım başkanı sahaya inip penaltı kullanabiliyor. Eğer takım başkanı sahada ise bu penaltı Amerikan Penaltısı olarak kullanılıyor. Diğer heyecan verici özelliklerden biri de Kings League Pro'da kullanılan kartlardır. Bu kartlar, takımlara geçici avantajlar sağlar. Örneğin, “Yıldız Oyuncu Kartı”… Kaptanlık pazıdandı gibi bir band teknik direktöre tarafından bir oyuncuya takılır. Bu oyuncu yarı sonuna kadar atacağı goller 2 gol sayılır. Bir başka örnek “Penaltı Kartı”… Teknik direktörün seçeceği oyuncu penaltı kullanabilir. Bunun gibi kartlar bulunuyor. Hepsi ile sıkılmayalım. Asıl olan “Sürpriz Kart” bir zarf içinde olan kart maçın gidişatımı değiştirebiliyor. Hele “Joker Kart” ise... Diğer tüm kartları kapsıyor istediğini seçebiliyorsun. Futbolcu Emeklileri ve Yıldızlar Lig, nostalji ve deneyimi bir araya getirerek kariyerinin en büyük hayranlık toplayan futbol yıldızlarını geri getiriyor. Güçlü isimler, Ronaldinho, Iker Casillas, Totti, Eden Hazard, Rio Ferdinand, Götze ve Kun Agüero gibi efsanevi futbolcular yeniden sahaya çıkıyor ya da takım başkanları olabiliyor. Bu yıldızlar, yetenekleri ve tecrübeleriyle genç oyunculara rehberlik ediyor ve ligin kalitesini artırıyor. Arda Turan ve Elraen’in Takımı: Limon FC Elraen, Türkiye'den sosyal medya ile tanınmış bir isim olarak eski futbolcu Arda Turan ile Kings League Pro'nun bir parçası olarak Limon FC'yi kurdu. Limon FC, hem saha içinde hem de saha dışında renkli ve enerjik bir takım olarak bilinir salon futbolu severler tarafından. Limon FC, Kings League Pro'nun yaz sezonunda büyük başarılar elde etmeyi hedefliyor. Yaz sezonu, genellikle Mayıs ve Haziran aylarında oynanır ve bu dönemde takımlar sıkı bir mücadele içindedir. Limon FC, Elraen'in ve Arda Turan’ın liderliğinde ve taraftarlarının desteğiyle bu sezonda önemli bir performans sergilemeyi amaçlıyor. Sonuç Kings League Pro, futbolun bilinen kurallarını değiştirerek yeni ve heyecan verici bir deneyim sunuyor. Yenilikçi kuralları, eski futbol yıldızlarının katılımı ve dinamik oyun yapısıyla bu lig, hem futbol severler hem de izleyiciler için büyük bir çekim merkezi haline geldi. Türkiye’den Arda Turan, Elraen’in takımı Limon FC, bu ligdeki enerjisi ve farklı tarzıyla dikkat çekiyor. Yaz sezonunda sahaya çıkan Limon FC'nin Final Four şansı hala devam ediyor. Şu an “Son Şans” aşamasında… Maçları EXXENSPOR ve EXXENSPOR Youtube kanalından takip edebilirsiniz.
erce

Erçe Aktaş

8 dk.

Korkunç Kazada Yaşananlar

Korkunç Kazada Yaşananlar

ALEVLER İÇİNDE HAYATA TUTUNDU, F1 TARİHİNE GEÇTİ Siz hiç canlı yayında elleriniz kollarınız bağlı ve korku dolu gözler ile bir insanın alevler içinden çıkmasını izlediniz mi? Kulağa ne kadar korkunç geliyor. Madem bu ay konumuz korku, gelin size izleyen herkese bir ömür gibi gelen ama normalde sadece 2 dakika 45 saniye süren korkunç bir kazadan bahsedeyim. Baş karakterimiz Romain Grosjean… Takvimler 29 Kasım 2020’yi gösteriyor. Formula 1’de o sezonunun sondan üçüncü yarışına gidelim. Bahreyn Grand Prix'si bir gece yarışı, alevler ile aydınlanıyor. Yarışın daha ilk turu İtalyan takımı Scuderia AlphaTauri Honda’nın Rus pilotu Daniil Kvyat’ın aracı ilk turda Amerikan Takımı Haas Ferrari’nin Fransız pilotu Romain Grosjean’ın aracı ile temas ediyor. Temasın etkisi ile Grosjean’ın aracının sağ arka tekerleğinde blokaj yaşanıyor. Yani kitleniyor. Sağ arka tekerleğin kitlenmesi ile Grosjean aracı aniden sağ savruluyor ve kontrolden çıkıyor ve son sürat bariyere giriyor. Çarpmanın etkisi ile ikiye ayrılan araç bir anda alevler içinde kalıyor. Böylece korku dolu 2 dakika 45 saniyelik süre başlamış oluyor. Kaza sonrası her pilotun telsizden takımına sorduğu soru aynıydı; “O iyi mi?” Fakat motor cayırtılarının yankılandığı pistte, tüm takımların ekipleri ve binlerce seyirci sessizliğe gömülmüştü. “Henüz bir bilgi yok!” diyebildi telsizlerin ucundaki takımların yarış mühendisleri. Neyse ki kaza ilk turda yaşandı ve sağlık aracı konvoyun arkasındaydı. Yangına ve Grosjean’a anında müdahale edildi. Onu kurtaran bir diğer unsur ise Halo (yani pilot koltuğunun üstündeki halka çamber) oldu. Bariyerlere kafasını çarpmasını engelleyen oydu. Roman Grosjean ve eşi Marlon Jolles tedavi sonrasında Netflix Drive to Survive’a röportaj verdi. Jolles’ın ilk sözü “Kelimeler kifayetsiz… Zaman geçtikçe öldüğüne daha çok inanıyordum” oldu. Dehşet anlarından günler sonra bile çocukları olayın etkisinden kurutamamışlardı “Her tarafı yanacak diye korkuyordum” derken ikisi de aynı anı tekrar yaşar gibiydi. Hepimize oldukça sert bir kaza olarak görünse de Grosjean’a göre bariyere çarpma anı o kadar da sert değilmiş. Ama gariptir ki kazanın G kuvveti 56 birimdi. Bir insanın bilincini yitirmeden dayanabileceği G kuvvetinden 11 kat daha fazla. Şöyle düşünün; çarpma anında üzerinde 4 ton ağırlık bulunuyordu. F1 pilotları nasıl bir antrenmandan geçiyor, siz düşünün. Yaşanan kazaya bir de pilot gözünden bakalım. Yüksek G kuvvetindeki çarpma anından sonra Grosjean araçtan çıkmak istemişti. İlk denemesinde başaramadı, bir şey onu engelliyordu. Aracın yan ya da ters döndüğünü düşündüğünden başaramadığını farz ediyordu ama onu engelleyen unsur arasına girdiği bariyerlerdi. Tıpkı kurtarma planlarından yazıldığı gibi pistteki ekiplerin kendisini kurtaracağını düşünmüş ve beklemeye başlamıştı. O sırada çevresine baktığında gözüne turuncu ışık kümeleri çarptı. Bahreyn gece düzenlenen bir yarışıtı, gün batımı olamazdı, pist ışıkları da güvenlik gerekçesiyle bu kadar yakın değildi. Ne olduğunu anlamadığı turuncu ışığa elini uzattığında, şoktan kurtuldu ve gerçeği anladı; aracı alevler içindeydi. Kurtulmak için hareket etmeye çalıştı fakat, sıkışan ayaklarını kurtaramadı. O an, “Buraya kadarmış” diye mırıldandı. Çaresizlik içinde ölümü kabul etmişti. En acısı ise kendine sorduğu sorulardı; “Önce nerem yanacak?” ya da “Canım çok yanacak mı?” Verdiği röportajdı o anı şöyle antıyordu: Gözümün önüne çocuklarım geldi ve ikisi birden bana hayır baba böyle olmaz dedi. Çocuklarını düşünerek önce ayaklarını kurtardı, sonra başını hareket etmesini engelleyen bariyerlerden sıyrıldı. Bir an için öldüğünü düşünmüştü ama o son anda yaşama tutunmayı tercih etti. Bu kadar detaylı nereden mi biliyorum? Bir insanın alevler içinden hayata tutunma anına tanık olduğunuzda o olayı takip etmeden duramıyorsunuz. Romain Grosjean kaza sonrasında tedavisi tamamlanıp ayağa kalktığı ilk anda korkunç kazanın gerçekleştiği piste gitti. Kendisinin kurtarılmasında görev alan pist çalışanlarına teşekkür etti. Takımı ziyaret etti, vedalaştı çünkü eşinin ısrarı ile Formula 1’i bırakmıştı. Ama yarış dünyasından kopamadı. Kariyerine IndyCar serisinde Andretti Autosport takımında devam ediyor. Grosjean’ın hedefi yarışlar ve şampiyonluklar kazanarak Formula 1 tarihine geçmekti. Hedefine ulaştı organizasyon tarihine geçti ama tam istediği tarzda değil. Eşi Marlon Jolles bu tabire tepkili olsa da o “Alevler İçinden Çıkan Pilot” olarak hatırlanacaktı.
erce

Erçe Aktaş

20 dk.

MÜLTECİLİKTEN DÜNYA VE AVRUPA MVP’LİĞİNE: MELİSSA VARGAS

MÜLTECİLİKTEN DÜNYA VE AVRUPA MVP’LİĞİNE: MELİSSA VARGAS

Spor tarihimizin en büyük başarılarını yaşadık. Hem duygulandık hem gururlandık. Hani bir beyaz eşya markasının reklam sloganı var ya “Biz Voleybol Ülkesiz”, Filenin Sultanları hem Dünya’nın hem de Avrupa’nın en iyisi olarak bunu kanıtladı. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk kadını için söylediği “Ey kahraman Türk kadını sen yerlerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklerde yükselmeye layıksın” sözü ete kemiğe büründürdüler. Filenin Sultanları hem 3 metreye ulaşan blokları, smaçları ile göğe yükseldi hem de topun zemine değmemesi için kendilerini yerden yere attı. Deyim yerindeyse bir oraya bir buraya havalarda uçtular. MALATYALI MELİSA VARGAS Kaptan Eda Erdem’i, deli kız Ebrar Karakurt’u, blokları ile savunmanın vazgeçilmezi Zehra Güneş’… ve daha niceleri. Her birinin hırsı ayrı tutkusu ayrı hikayesi ayrı. Ama bu hafta Milli Takım’ın yeni bir üyesinin hikayesini anlatacağım sizlere. Melissa Vargas, ya da tam adı ile Melissa Teressa Vargas Abreu. Ya da Malatyalı Vargas mı desek, çünkü o kendini Malatyalı olarak tanımlıyor. Türk vatandaşlığı olduğunda ilk sorulan “Vatandaşlığı aldın da sen nereli hissediyorsun Türkiye’de” sorusuna kendine has samimiyeti ile “Federasyon Başkanı Akif Üstündağ nereli ise ben de oralıyım diyerek cevap vermişti. Olimpiyat Elemelerinden sonra Malatya Belediye Başkanı tarafından tescillenecek Vargas’ın Malatyalı oluşu. KÜBA’DA DOĞDU BİZDEN BİRİ OLDU Dönelim hikâyenin en başına… 16 Ekim 1999’da Küba’nın Cienfuegos şehrinde dünyaya gelen Vargas’ın babası da profesyonel bir sporcu; hentbol oyuncusu. Vargas henüz 6 yaşındayken voleybola ilgi duyuyor. Doğduğu şehrin sokaklarında arkadaşları ile oynamaya başlıyor. Çok değil 2 sene sonra okul takımına katılıyor. Okulu adına oynadığı senelerdeki başarıları ile çocuk yaşta “Küba Voleybolunun Geleceği” olarak adlandırılıyor. Kulüpler bu yeteneği kaçırmak istemiyor tabii. 12 yaşında doğduğu şehrin takımı ile antrenmanlara ve maçlara çıkıyor. Ve aynı sene Küba 20 yaş altı milli takımına çağrılıyor. 2 sene de yeteneği ile 23 yaş ve altı milli takımına sıçrıyor. Ve yeteneğinin haberi ülke dışına taşıyor. 2015-2016 sezonunda Çekya’nın Agel Prostějov takımına transfer oluyor. İLK SAKATLIK VE TÜRKİYE YOLU Transfer olduğu sezonun sonuna doğru omzundan sakatlanıyor ve tedavisi için ülkesinin daveti ile Küba’ya dönüyor. Aslında asıl hikâye burada başlıyor. Babası ve Vargas Küba’nın sağlık imkanlarından memnun kalmaması sebebiyle ülke dışında tedavi görmek istiyor. Bu isteği ile disiplinsiz ve hain olarak 2017’den itibaren 4 yıl milli takımdan men ediliyor. Bunun üzerine İsviçre takımı olan Volero Zürich takımına mülteci/sığınmacı sporcu statüsüyle transfer oluyor. Vargas yaşanan süreci “Pişman değilim dünyanın en iyi voleybol oyuncusu olmak istiyorum” sözleri ile değerlendirdi. Bir sezon Zurich’te oynadıktan sonra Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un çabaları ile Vargas’ın yolu Fenerbahçe Opet ile birleşiyor. Vargas’ın geldiği 2018-2019 sezonunda 622 sayı, 63 ace (servisten gelen sayı) ile en iyi skorer ve en iyi servis atan olarak adından söz ettiriyor. Sezonun en iyi 6’sında da yer alıyor. Fenerbahçe Opet o sezonu ligin en iyilerinden Vakıfbank’ın ardında ikinci bitiriyor. 2019-2020 ve 2020-2021 sezonlarında performansında yaşanan bir düşüş ile Çin Ligi takımlarında Tianjin Bohai Bank’a kiralık olarak gönderiliyor. Ama Türk Voleybolu Vargas’ın üzerinden gözlerini ayırmıyor. SIRP - TÜRK İKİLEMİ Vatandaşlık ve milli takım sporculuğu için Sırplar da devredeydi. Fenerbahçe Opet'e geldiği ilk sezonda beri yeteneği ile Sırbistan Milli Takım antrenörü Zoran Terzic'in de radarına takıldı. Büyük uğraşlar sonucu Vargas, Sırplar vatandaşlığa almak için çok uğraştı. Fakat Uluslararası Voleybol Federasyonu FIVB, Küba'nın izni olmadan milli takımda oynamasına onay vermedi. 4 yıllık olan mili takımdan men cezasından 2 yılı kalmıştı. Bu sebeple Küba da Sırbistan’ın talebine olumsuz yanıt verdi. MELISSA VARGAS TÜRK VATANDAŞI Türkiye yetenekli ismi elinden kaçırmamak için 2021 yılında Vargas'ın Türk vatandaşlığını ilan etti. Sırbistan vatandaşlığa almak ve milli takımda oynatmak için devreye girmişken ve resmi işler tamamlanmak üzereyken üst düzey siyasi isimler ve Voleybol Federasyonu Başkanı gayretleriyle Melissa Vargas’a vatandaşlık verildi. Ancak ay-yıldızlı formayı giymesi için hem belli bir sürenin geçmesi hem de Küba’nın verdiği men cezasının bitmesi gerekiyordu. KİMLİĞİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VERDİ Akif Üstündağ başkanlığında Türkiye Voleybol Federasyonu'nun, Melissa Vargas Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını alması konusunda başvuruyu gerçekleştirdi. Federasyonun başvurusu 10 Nisan 2021 tarihinde onaylandı ve Vargas artık resmen Türk vatandaşı oldu. Türkiye Cumhuriyeti Kimlik kartını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldı. VARGAS’IN KATKISI İLE DÜNYA VE AVRUPA BİRİNCİSİ Men edilmeden önce Küba milli takımı için oynadığı dönemde birçok bireysel başarıya imza attı. 2014 senesinde Pan-Amerika 23 Yaş Altı Kupasında en iyi smaçör ödülünün sahibi oldu. Aynı sene Orta Amerika ve Karayipler Oyunlarında en iyi pasör çaprazı ödülünü de kazandı. 2015 senesinde Pan-Amerika Kupası ve Oyunlarında en iyi pasör çaprazı ödülü ile birlikte Dörtlü Final Kupasında en iyi servis atan oyuncu ödülü, ORCECA Pan-Amerika Kupası Altılı Finalinde en iyi servis atan oyuncu ödülü, Pan-Amerika Kupasında en iyi servis atan oyuncu ödülünü de kazandı. Ancak Küba milli forması ile takımsal olarak başarı elde edememişti ta ki Türkiye milli formasını giyene kadar. Vargas, 2021'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduktan sonra milli takıma katılabilmek için FIVB kuralları gereği iki yıl bekledikten sonra bu sene milli takıma davet edildi. Türk milli forması ile çıktığı ilk turnuva olan 2023 FIVB Voleybol Kadınlar Milletler Liginde Türkiye ile şampiyonluğa ulaşıp büyük başarı gösterdi. Ve Türkiye Dünya Birincisi olarak tarih yazdığı şampiyonlukta imzası bulunuyor. Bunla da bitmiyor. Yine bu sene oynanan CEV Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası'nda da şampiyonluğun en önemli mimarlarındandı. Ayrıca 112 km/h servis hızı ile kadınlar voleybolunda dünya rekoru kırdı. Rekorun bir önceki sahibi Türk milli takımının finaldeki rakibi Sırbistan’ın en iyi oyuncusu 111,4km/h ile Tijana Boskovic’e aitti. Vargas aynı şampiyonanın finalinde 41 sayılık skor katkısı ile Türkiye'nin şampiyon olmasında büyük katkısı oldu. FİNALE İKİ İTALYAN İMZASI CEV Avrupa Kadınlar Şampiyonası Finaline iki takımının teknik direktörlüğü İtalyan uyrukluydu. Sırbistan teknik direktörlüğünde daha önce Türkiye’yi de çalıştırmış İtalyan Giovanni Guidetti, Türkiye teknik direktörlüğünde daha önce Sırbistan’ı da çalıştırmış olan Daniele Santarelli yer alıyordu. Giovanni Guidetti ile Türkiye çok kez finale kalmış ama sonu hüsranla sonuçlanmıştı. Ama yazımızın başında da bahsettiğim Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözünü unuttuk sanki. Ne şampiyonlara layık bir şekilde Türkiye’ye döndüler ne de hak ettikleri şekilde havalimanında karşılandılar. Ebrar Karakurt’un da dediği gibi; “Boş yapmıyoruz.” Biz Filenin Sultanları ile gurur duyuyoruz. Onlarla seviniyoruz, onlarla duygulanıyoruz! Sırada yeni bir hikâye var; 2024 Paris Olimpiyat Oyunları. Filenin Sultanları Japonya’da oynanan Olimpiyat elemelerinde Porto Riko’yu, Bulgaristan’ı ve Brezilya’yı 3-0; Peru’yu ve Arjantin’i 3-1 yendi ve 5’te 5 yaparak Paris 2024 kapısını araladı. Dünya Birincisi, Avrupa Şampiyonu kızlarımız bu hafta sonu oynanan 2 maç ile Olimpiyat vizesini elde etti. 23 Eylül Cumartesi günü elemelere ev sahipliği yapan Japonya ile karşı karşıya geldi. Filenin Sultanları deyim yerindeyse kıran kırana geçti. Her seti birbirine yakın yakın sonuçlarla biten maçta 3-1 galip gelen kızlarımız Paris vizesini garantiledi. Ertesi gün oynanan son maç olan Belçika karşısına liderlik için çıktı. Sultanlar Belçika’ya parkeyi dar ederek aldığı 3-0 skor ile 2024 Paris Olimpiyatları vizesini liderliği ile taçlandırdı. Tebrikler Filenin Sultanları! Paris 2024’ün sonu da dileriz ki şampiyonluk olsun. Cumhuriyetimizin 100’üncü senesini üç şampiyonluk ile kutlayalım. Bu coşkumuza dar gelsin bütün salonlar, Paris, Fransa! Yürekten desteğimiz, kalbimizle ve aklımızla onlarla.
erce

Erçe Aktaş

20 dk.