YAPAY ZEKA İLE DÜŞÜNMEK Mİ? YOKSA ONA DÜŞÜNDÜRMEK Mİ?
Tarih boyunca, teknolojik yenilikler dünya görüşümüzü ve yaşam tarzımızı derinden etkilemiştir. Bir anda hayatımıza giren yapay zeka gibi... Neredeyse her gün yeni bir modül çıkıyor ya da mevcut modüller güncelleniyor. Günümüzde yapay zeka sadece teknoloji meraklılarının değil, herkesin gündeminde yer almaya başladı. Nasıl almasın ki? Teknolojik dönüşümün bizzat merkezinde yer alıyor. Gündelik işlerimizi kolaylaştırmakla kalmadı, iş dünyasında yeni alanlar açtı.
Yapay zeka, bilgisayarların ve insanların yaptığı işlere benzeyen işleri yapabilmesini sağlayan bir teknoloji. Temel olarak, bu sistemler bir görevi öğrenir ve sonra bu bilgiyi kullanarak o görevi yerine getirir. Yani, yapay zeka sayesinde bilgisayarlar, bizim gibi düşünebiliyor ve karar alabiliyor gibi görünüyor. Ancak yapay zeka gerçekten bizim gibi mi düşünüyor? Bu yazıda bu soruyu ele alacağız.
Aslında yeni değil, yapay zeka zaten hayatımızın bir parçası haline geldi. Sabahları uyandığımızda telefonumuz bize hava durumunu, trafik durumunu gösteriyor ve o günkü randevularımızı hatırlatıyor. Hepsi bir yapay zekanın desteği ile gerçekleşiyor. Chat-GPT gibi bir sohbet modülüne sorduğumuzda, internetin derinliklerinden bulduğu bilgileri derleyip bize sunar. Aynı şekilde, hava durumu ve trafik durumu uygulamaları da yapay zekanın desteğiyle bize anlık bilgiler sağlar.
Yapay zeka ile ilgili en önemli soru ise onu nasıl kullanacağımız: "Ona düşündürmek mi, yoksa onunla düşünmek mi?"
İnsan Zekası ve Yapay Zeka Arasındaki Farklar
İnsan bilinci ve sezgileri çevresindeki olup biteni düşüncelerine katabilir. Bu şekilde çevresel şartlara uyum sağlayabilir ya da kendine düşüncelerine uygun bir çevre oluşturabilir. Farklı bakış açıları yaratıcı bir perspektif oluşturabilir ve düşüncelerde değişikliğe yol açabilir. Bu sayede insanlar, olaylara ve problemlere daha geniş bir çerçeveden bakabilirler. İnsan zekası, sanat, bilim ve teknoloji gibi alanlarda yaratıcı düşünme kapasitesine sahiptir ve bu sayede yenilikçi çözümler üretebilir.
Peki ya yapay zeka nasıl düşünüyor? Bizlerin sorduğu sorulara ve verdiği görevlere internet ortamındaki veri setlerinden öğrenme ve algoritmalar üzerinden işlem yaparak yanıt veriyor. Bilinç ya da duygu yok. Farklı bakış açıları sadece internet alemindeki bilgiler ile sınırlı durumda. Yapay zeka, öğrenme ve karar alma süreçlerinde insan benzeri esneklikten yoksundur. Algoritmalar ve verilerle sınırlı olduğu için, beklenmedik durumlarda yaratıcı çözümler üretemez.
Etik Değerler ve Empati
Peki yapay zeka ile insan zekası arasındaki etik değerlere bakış farkı nasıldır? İnsan zekası bilinçli bir varlık olarak düşünür ve bu yönde karar alır. Bilinçli düşünce sayesinde insanlar, etik kurallar çerçevesinde sorumluluk alır ve hesap verebilir. İnsanlar düşüncelerinden ve eylemlerinden sorumludur ve bu sorumluluk, toplumsal ve ahlaki değerlerce şekillenir. Yapay zeka ise bilinçsizdir ve dolayısıyla etik sorumluluk taşımaz. Yapay zekanın yaptığı işlemler, programlandığı kurallar, internetin derinliklerinden aldığı veriler ve kullanıcısından öğrendikleri ile sınırlıdır. Kararlarının etik sonuçlarını anlamadığı için sorumluluk tamamen onu tasarlayan ve kullanan yani düşündüren insanlara aittir. Önyargılı verilerle eğitilmiş bir yapay zeka, adalet sistemi veya işe alım süreçlerinde adil olmayan kararlar verebilir.
İnsan zekası empati kurma yeteneği sayesinde diğer insanların duygularını, yaşadıklarını anlamayı, görmeyi ve hatta hissetmeyi başarır. Hazır Paris 2024 Olimpiyat Oyunları dönemindeyiz. Olimpiyatlardan bir örnek vereyim: Türk bir sporcumuzun olmadığı bir branş olan artistik trambolin finallerini izliyordum. Kazanan sporcunun sevinçten ağlamasını gördüğümde neredeyse benim gözlerim dolacaktı. Ya da Japon bir judocu kadının elendiğinde hocasına sarılarak çığlık çığlığa ağladığı anlarda, tribündeki seyirciler ayakta kendisini alkışlıyordu. İnsan zekası, kararlar alırken bu etik kurallara ve duygulara özen gösterir. Yapay zeka ise yazılımındaki kurallar ve kullanıcısından edindiği öğrenime göre düşünür. Günümüzde henüz tam anlamıyla duyguları yok.
İnsan Zekası ve Yapay Zeka Karşılaştırması
İnsan zekası, görerek, okuyarak ve üreterek öğrendikleri ile gelişir. Bizler sosyal, kültürel ve kişisel önyargılara sahip olabiliriz. Bu önyargılar düşüncelerimizi, kararlarımızı hatta tüm bu süreçleri etkileyebilir. Ve bazı durumlarda arada kalabiliriz. Öte yandan, yapay zeka farklı bir öğrenme sürecine sahiptir. Bu süreç sadece programlandığı algoritmalar, aldığı veriler ve kullanıcısından öğrendikleri ile sınırlıdır. Ayrıca, yapay zeka duygusal zekadan ve bilinçten yoksun olduğu için, insan gibi karmaşık sosyal ve kültürel durumları değerlendiremez ve empati kuramaz. Bu da yapay zekanın bazı durumlarda etik ve duygusal olarak yetersiz kalmasına neden olabilir.
Toparlamak gerekirse… Her teknolojik gelişme gibi yapay zeka da insana yardım etmek amacıyla geliştirildi. Ancak, sadece yapay zekaya düşündürmek, beynimizi yapaylaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Aynı şekilde, yapay zekayı hiç kullanmamak da faydasız olacaktır. Asıl önemli olan, yapay zeka ile insan zekasının güçlü yönlerini birleştirerek daha verimli ve etik çözümler üretebilmektir. Yapay zekayı doğru bir şekilde kullanarak hem günlük hayatımızı hem de iş dünyasını daha etkili ve sürdürülebilir bir hale getirebiliriz. Gelecekte, yapay zeka ile birlikte nasıl bir dünya inşa edeceğimiz, onu nasıl kullanacağımıza ve onunla nasıl işbirliği yapacağımıza bağlıdır. Bu dengeyi kurmak, teknolojinin insan hayatına en olumlu şekilde katkı sağlaması için kritik öneme sahiptir.
Bu yazı yapay zeka modülü Chat-GPT-4o ile birlikte yazılmıştır. Ona düşündürerek değil onunla düşünerek. Öte yandan görseller de Chat-GPT bünyesindeki Dall-e ile üretilmiştir. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz, sosyal medyadan bana ulaşarak fikirlerinizi paylaşabilirsiniz; @erche_bey & @dergifalan
10 dk.