Dünyanın En Kötü ve En Bencil İnsanıyım!

Dünyanın en güçlü duygusu sizce nedir? İnsanı motive eden, beyin kimyasını değiştiren o duygu... İnsanın paha biçilmez değerini belirleyen o duygu… Doğru bildiniz sevgili okuyucularım, o duygu sevgidir. Sevilen bir kişi başka insanlardan daha değerlidir. Kişinin de hayatta sevdiği kimse yoksa, o hayatın yaşanılırlığı kalmaz. Peki bu nedendir?

Değer subjektif bir kavramdır. Herkes bağ kurabilecek insanlar arar hayatta, çünkü bizi yalnızlıktan kurtaran şey de budur. Değer verdiğimiz insanlar bize mutluluk katar, duygusal olarak bizim için bir destektir. Bize aidiyet hissi sağlarlar, onların yanında kendimizi mutlu, güvende ve evdeymiş gibi hissederiz.

Belki de, sevdiğimiz insan bizim için başkalarını anımsatıyor da olabilir. Eskiden kaybettiğimiz bir arkadaşımızı ya da ailemizi hatırlatıyor olabilir. Bizim o kişiyle olan duygusal bağımız, kendimize özel, farklı bir histir.

İşte sevgi böyle güçlü bir duygudur. İnsanları bazen yanlış kararlara iter. Mantıksız, rasyonel olmayan davranışlar sergilettirir. Sizin hiç böyle bir anınız olmuş muydu? Şöyle diyelim, hayatınızın aşkı size bir ikilem sundu: Arkadaşların mı, ben mi? Bu sorunun cevabı kişiden kişiye farklıdır. Kimi arkadaşlarını seçer, kimi de hayatının aşkını. Sevgiliyi seçenlerin psikolojisi hemen hemen aynıdır, en sevdikleri kişiyi diğer insanlara karşılaştırmak istemezler ve aşıkların gözünde en değerli kişi sevgilileridir. Beyin kimyanız öyle bir oynanıyor ki bir bilseniz, aşık olunca ya da sevince kendinizi tanımaz oluveriyorsunuz ve kişiliğiniz partnerinize göre değişiyor.

Size bir soru sorayım o zaman, sevdiginiz kisiyi mi tercih edersiniz, yoksa tanimadiginiz diger insanlari mi? Size o zaman muthis bir oyundan bahsedeyim… Tabii bahsedeceğim sevgi yukarıda verdiğim örnek gibi romantik değil. Bu oyunu eğer birinci sayıdaki yazımı okuduysanız bu oyunu ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz demektir: The Last of Us. Tabii Last of Us’ın iki tane oyunu var, ve ikisi de anlatmak istediğim konuyu barındırıyor, o yüzden hem birinci oyun hem de ikinci oyunu da örnek olarak verecegim. Bu iki oyun, sevginin ve değerin nasıl kişiden kişiye olduğunu ve bir insanın sevenin algısındaki yerini en guzel anlatan örnektir. Oyunu oynamayanlar veya dizisini izlemeyenler buradan sonrasını okumasın. Herkes hazır mı? O zaman başlıyorum.

Oyunda Joel Miller olarak oynuyorsunuz ve Ellie sizin yirmi yıl önce kaybettiğiniz kızınız Sarah’ı anımsatıyor. Oyunda Ellie’yle vakit geçirdikçe ona değer vermeye başlıyorsunuz ve aranızda baba-kız ilişkisi doğuyor. Ellie,  hiç babası olmadığı için aile sevgisine ve ilgisine aç 14 yaşındaki bir kız. Joel da daha önce kızını kaybettiği için de Ellie’ye çok değer veriyor ve onu kaybetmeyi de göze alamıyor. Aralarında tatlı ve samimi bir ilişki oluşuyor ve siz oyuncu olarak onların ilişkisine hayran kalıyorsunuz.

Şimdi, oyunun sonunda Joel’ın yaşadığı o önemli ikilemi basitleştirerek anlatacağım size: Ellie’nin pandemik ve ölümcül bir hastalığa karşı bağışıklığı var, ve gerçekleştirilecek bir ameliyat sonrasında onun ölümü diğer insanlara aşıya dönüştürülecek ve dünyada artık insanlar bu hastalıktan dolayı ölmeyecek. Joel’ın bu durumda iki seçeneği var: Ellie’nin canını mi kurtarmalı, yoksa dünyadaki diğer insanların canını mı?

Siz neyi seçerdiniz? Sevdiğiniz bir insanın insanlık uğruna, bir amaç için kurban gitmesine karşı çıkar mıydınız? Şimdi Joel sizce bu durumda kimi seçmiş olabilir dersiniz? Düşünsenize, yirmi senedir yalnızsınız. Bir sürü kayıplar yaşadınız ve depresyondasınız. Hayattan keyif almayı geçin, hastalıkla dolu bir dünyada yaşıyorsunuz ve sürekli hayatta kalma mücadelesi vermeniz lazım. Hayatınızda tek bir insan var ve bu zalim hayatta en çok ona değer veriyorsunuz, çünkü size kaybettiklerinizi hatırlatıyor ve onları geri getiriyor bi nevi. Ölen kızınızı Ellie’de buluyorsunuz.

Kolaylıkla söyleyebiliriz ki Ellie’nin ölümü, Joel’ın yaşama amacının da beraberinde ölmesi demektir. Joel’ın bütün dünyası artık Ellie’dir, ve oyunda kaybettiği kızını bir daha kaybetmeyi seçmek yerine diğer bütün insanları ölüme terk etmeyi seçer.

Şimdi size ikinci oyunu da örnek vermek isterim, ancak bayağı basitleştirerek anlatacağım çünkü oyun çok karışık. Eğer oyunu oynamadıysanız bundan gerisini okumayın. Joel ne yazık ki tahtalı köyü boyluyor, isterseniz karma deyin isterseniz de demeyin. Ellie’nin de başına aynı şey geliyor diyebiliriz, tabii Ellie kafayı sıyırıyor ve inanılmaz bencil ve kötü bir insana dönüşüyor. Ellie de artık rahmetli Joel gibi hayatta en sevdiği şeyi kaybetmiş durumda.

Sevgi ne yazık ki kişileri dünyanın en bencil insanlarına dönüştürebilir. İsterseniz Joel hakkında dünyanın en bencil insanı diyebilirsiniz ki size bir nevi hak veririm, ancak ben şahsen Joel’a hak veriyorum, bencil derseniz deyin, bence sevgi uğruna her şey yapılır bu dünyada!

Kaynak: https://medium.com/@abrarasrar12/valuing-relationships-and-loved-ones-the-essence-of-a-fulfilling-life-aa08cd7ee262

Defne Şerbetçioğlu

10 dk.